Yıl 2005, Antalya’nın tarihi dokusunun içinde Kaleiçi’nde Taş duvarlı sahnede, bulunduğu ortama sığmayan hatta şehrin sınırlarını aşan bir ses yükseldi; kafamı kaldırıp baktığımda kirli sakalı, özgün duruşuyla Ahmet Kaya’nın unutulmaz eserini kendine has yorumuyla ve emanetine sahip çıkan bir edayla icra eden, sanatçı Yusuf Deniz’i gördüm. O söyledi, ben ağladım…
“Bu kaçıncı baharım
Başlamadan bitiyor
Onun için mi dağlar
Yıldızlar ağlıyor?
Oy benim canım
Yaralı ceylanım
Henüz yolun başında
Solup giden baharım”
Yıl 2023, Yusuf Deniz’i hâlâ dinliyorum. Çizgisi, duruşu aynı fakat önemli bir farkla, kendi eserini icra ederken dinliyorum. Sanatına değer katarak yürümeye, ışığını yansıtmaya devam ediyor. Yusuf Deniz sesindeki dokunun farkında olarak vefayla ve bütün içtenliğiyle emanetine sahip çıkıyor. Ahmet Kaya’nın sesindeki ruh, Yusuf Deniz’in kendine has yorumuyla birleşince inanılmaz bir armoniye dönüşüp dinleyicisine unutulmaz anlar yaşatıyor.
Saygılı, beyefendi, içten tavrı, dostluğu ve üretken sanatkârlığıyla; Antalya, O’na “Bizim Yusuf” ünvanını veriyor.
O’nu, sahne çalışmaları, konserler ve stüdyo çalışmaları trafiğinde, yoğun bir tempoda buluyoruz. Bu röportajla Yusuf’un Denizine vuran sözlerini, sesini ve şiirlerini sizinle paylaşma mutluluğunu yaşıyorum.
-Yusuf Deniz, kimdir? Nereden gelir, nereye gider?
Yusuf Deniz: Hayat adımlar arası yolculuktur. Bizler de yolcu, hedef hep en iyisi.
-Ömrünüzün ilk melodisi kaç yaşınızda başladı? İlk adım nasıl gerçekleşti?
Yusuf Deniz: klasik ama doğuştan ve o kodlar yükleniyor insana. Sonrası mırıldanıyorsunuz işte siz oluyorsunuz.
-Sesiniz o kadar kıymetliki, ölümsüz bir sanatçının ses rengi sizin nefesinizde başka bir armoniyle yaşıyor, bu durum çok sorumluluk yüklüyor mu? Nasıl tepkiler alıyor sunuz?
Yusuf Deniz: Değişik tepkiler, sevgi ve kavga, bazı özlem.
Yani ruh hali çıkıyor insanların.
Ve usta, hep yürek atışımızda.
-O Ses Türkiye’de izledik sizi. O Ses heyecanınızı, yaşadıklarınızı bizimle paylaşır mısınız?
Yusuf Deniz: Eğlendik ve fazla ısrar uğruna gittim..
“ Bu rüzgar, bu deniz ömrüm sebebi
Çekip gideceğiz yârim günler sayılı
Tut elimden anılarımın çocuğum hâlâ
Her mevsim sensizim o yağmurlarda
Ah gözümden akan yaş kirli sakalımda”
-Yukarda yazdığım dörtlük KİRLİ SAKAL eserinize ait bu eserin hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
Yusuf Deniz:Hayat kavgası.
Mağlubiyetler galibiyetler ve suskunluktan çıktı.
-Ulusal TV kanallarında, radyo proğramlarında konuk olarak da gördük sizi. Yeni bir proje, şu anda hazırlık aşamasında yeni bir eser var mı?
Yusuf Deniz: Şarkılar, projeler hep var
Mutlaka olacak.
- “Acıyı Sevmek Olur mu?,
Aşk Sana Benzer,
Mavinin Türküsü…”
Cover şarkılarınız çok dikkat çekti. Seçtiğiniz şarkıların güncel olaylara da biraz mesaj niteliği var mı? Yakında yine böyle güzel sürprizler olacak mı?
Yusuf Deniz: biraz ruh halini işliyoruz ve yakışanı zamanlamasını denk getirip hüzne ve sevince ortak oluyoruz. Paylaştıkça insanız bence.
- Gündem de şu an seçim konuşulsada asıl milletçe bizi çok ilgilendiren bayrak konusu var. Uzman çavuşların sözleşmeli çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Yusuf Deniz: Memleketin en ağır ve kelle koltukta görevinde olan uzmanların emeğinin karşılığı bu olmamalı.
-Çok iddialı olduğunuz bir eseriniz var henüz müzik platformlarında yok önce hikayesini öğrensek olur mu?
“Eski bir film gibi” şarkısını size yazdıran özel bir anı var mı?
Yusuf Deniz: dediğim gibi yaşanmışlıklar var, bunlar hayat yolculuğunun katıkları ve avuntuları.
-Sözleri size ait, beste aşamasında kaç eseriniz var?
Yusuf Deniz: hali hazırda bitmiş olan 10 ve hala bekleyen bi o kadar var.
Her şeyi yazmak ya da yazmak için yazmak ben de karşılık bulmuyor..
-Yusuf Deniz, müzik kariyerine nasıl devam etmek istiyor, ulaşmak istediği bir hedefi ve ya hayali var mı?
Yusuf Deniz: Yazdıklarımı dinleyicilerime ulaştırmak ve konserler yapmak
-Müzik, sahne çalışmaları dışında başka bir uğraşınız var mı?
Yusuf Deniz: sadece müzik…
-Sizi ne motive ediyor?
-Yusuf Deniz’in ruhu ne ile besleniyor?
Yusuf Deniz: Acı,sevinç, ayrılık; kavuşma… ve yalnızlık.
“Ah bu şarkıların gözü kör olsun” her gün, her duygu durumumuza uygun bir melodimiz/şarkımız mutlaka var. Müziğin iyileştirdiğine, hüzünlüyken daha derin hissedişlere vesile olduğunu yaşıyoruz.
Müziksiz her ortam eksik, yalnız. Ülkemizde her olumsuz durumda ilk olarak müzik susturuluyor.
-Müzik sektörü sadece eğlence odaklı algılanması doğru mu?
Yusuf Deniz: Biz de maalesef müziği sadece eğlence görme gibi körlüğümüz var maalesef…
-Müzik susturulunca o kadar çalışan insanların hayatlarında bir tedbir oluyor mu? Sizin bu konuda bir öneriniz var mı, neler yapılmalı ?
Yusuf Deniz: Mesleğimizin kanıtlaması lazım galiba.
Bazen formlarda meslek seçmem gerektiğinde
Bunun karşılığının olmadığını görmek mesela, acı.
-100. Yılımızın feyzi ile özellikle gençlerimize, ülkemize ve geleceğe mesajınız ne olurdu?
Yusuf Deniz: Cumhuriyetle kalsınlar.
Memleketlerini sevsinler
Ama kuru bir sevmek değil
"Muasır medeniyetler seviyesine" taşısınlar bayrağı,
Sevmek budur…
Yusuf’un Denizinden bir şiirle veda etmek istiyorum. Bir seslenişle kayıplarımızı, kendimizi bulmak ümidi ile…
beni bırakmamam lazım
çünkü kaçıyorum yine
kaçırıyor muyum ne?
deli korkular sardı!!!!
ya kendimi bulamazsam !
ya ararken kendimi bende kaybolsam.
sonra kayıp ilanı
sonra ben özlemlerim
kendimi aramaktan şikayetlerim
beni yoruyorsun bazen
heey beenn
...yusufundenizi.
YORUMLAR