“Karadelik; astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli bir gök cismidir”
TÜBİTAK’ın sayfasında karadeliklerle ilgili makaleler okuya bilirsiniz. https://bilimgenc.tubitak.gov. tr Bizim genç bilimcilerimiz:”Karadelikler birkaç farklı şekilde oluşabilir. Bu yollardan birincisi yıldızların çökmesidir.” Şeklinde ifade ediyor.
Bu durumda Yıldızlar aslında ölü mü? Işık gecikmesiz, anında yol alabilir mi?
Teorik Fizikçi Christophe Galfard, konu hakkında ne demiş bakalım: “evet, gökyüzünde uzaklarda gördüğümüz yıldızlar büyük olasılıkla ölüdür. Ama hepsi değil, örneğin Güneş yaşıyor. Daha doğruyu söylemek gerekirse şu an yaşayıp yaşamadığını kimse bilmiyor 8 dakika 20 saniye önce ölü değildi.” (!) diyor ve ekliyor: “ ışık ne kadar hızlı olursa olsun uzayda anlık seyahatten çok uzaktır. Uzayda ışığın rakipsiz hızı saniyede 299.792.458 kilometre gibi akıl almaz bir seviyeye erişir. Siz bu cümleyi okurken ışık Dünya’nın çevresini yaklaşık 26 defa dolaşabilir. Işık gerçekten de var olan en hızlı şeydir. Bir yıldız her parladığında, ışığı kendisinin bir imgesini taşır ve bize gelmesi çok çok uzun zaman alabilir.”
1990’dan beri karanlık enerjinin ortaya çıkışı hakkında kesin bir kaynak bilgisi yoktu.
Bu ay yayımlanan iki yeni araştırma, evrenin genişlemesini sağlayan ve gizemi çözülemeyen karanlık enerjinin kaynağı hakkında bazı yeni iddialar öne sürdü.
Uluslararası araştırmacılara göre kara delikler, evrenin genişlemesini sağlayan karanlık enerjinin kaynağı olabilir.
Karanlık enerjinin evrenin genişlemesini hızlandırdığı, karanlık maddenin ise yavaşlattığı düşünülüyor.
Benim kitaplar karıştırıp, ne kadar makale varsa okumaya çalışıp geldiğim sonuç:” Albert Einstein E = mc² denklemi. Maddenin gerçek anlamda enerjiye, enerjininde maddeye dönüştürüleceği bilgisi…Hayatımızı güzelleştiren, şiirler yazıp, şarkılar söylediğimiz yıldızların aslında olmadığı; hayatımız holografik ve her şeyimizin sadece bir yansıma olduğu gerçeği. Bu durumda insan kendine sormaz mı, güzelim mavi gezegenimizde her şey sadece yansımadan ibaretse biz insanlar neyi yansıtıyoruz? ya da neyi yansıtmalıyız? Hemen zihnimizde ayna nöronlar tetikte bekliyor ve bu konu
sanırım bir cümleye sığamayacak kadar araştırılması gereken bir konu. Sözüm olsun bu konuyu da sizinle paylaşmak için, derinlemesine araştırıyor olacağım.
Yeni bir bilgi çok değerli öyle değil mi? Araştırıp, sorgularken başka bir bilginin kapısında buluyorsunuz kendinizi. Daha önceki yazımda bahsettiğim 6 milyar nöronlu bir beyine sahip insanoğlu. Bize düşende gerçekten zihnimizi korumak. Dr. Serkan Karaismailoğlu’nun hayatının yolunu çizdiği soruyu dilerim her gün kendimize sormayı unutmayız:” bugün beyine ne yaptın?”
Hawaii Üniversitesi liderliğinde İmperial College London ve STFC Rall Space Fizikçilerinden 17 araştırmacının öncülüğünde bilim insanları Karadeliklerin kaynağı hakkında kanıt buldular. yayınlanan makalenin bir bölümünü
Aylin Er’in çevirisiyle sizinle paylaşmak istiyorum.
“ Galaksilerin merkezinde ki süper kütleli kara deliklerin kaynağının, Evrenin “kayıp” %70’inin kanıtına işaret ediyor.
Gözlemler sonucunda, günümüz kara deliklerin dokuz milyar yıl öncesine göre 7-20 kat daha büyük olduğu ortaya çıkarıldı. Evrenin boyutu ile kara deliklerin kütlesi arasında iyi bir uyum olduğu düşünülüyor. Bu durum, evrendeki ölçülen karanlık enerji miktarının kara delikte bulunan vakum enerjisi ile açıklanabileceğini gösteriyor.
Sonuç olarak bu yeni çalışma, kara deliklerin aslında vakum enerji içerdiğine, evrenin genişlemesiyle eşleştiklerine ve evren genişledikçe kütlelerinin arttığına dair ilk gözlemler kanıt niteliğinde.
Bilim insanları bunu “KOZMOLOJİK EŞLEŞME” olarak adlandırdı.
Kaynak: www. mesonstars.com/space/ scientists-find-evidence-that- black-holes-are-the very-source-of-dark-energy/
YORUMLAR