Bugün ilk defa Twitter’da bir sohbet davetini kabul edip katıldım. 10 binlerce hatta 50, 60 bin kişinin aktif bulunduğu sohbet. Eminim ki görev başında olmasalar 200 bin kişi olurdu.
Dinlediklerim karşısında sonsuz bir sözcük hafızasına sahip olsanız da öyle bir an gelirki kaburganızın ortasındaki cenaze sarsılır, susarsınız ve gözlerinizden akan iki yaş anlatır acze dönen gerçekliği.
20 yıla yakın profesyonel bir iş geçmişim var neredeyse her statüden, profilden, siyasi partilerden tutun her cemiyetten insan tanıdım, bir çok derneğin basın sözcüsü oldum. Fakat ilk defa gerçek bir teşkilatlanmaya şahit oldum. Hiçbir çıkarları yok, sadece hak ettikleri çalışma şartlarını istiyorlar.
Bu teşkilatın başında da liderliğin bütün üstün vasıflarının tamamı mevcut, hatta fazla bir mesaisi de var diyebilirim. Sadece emeğini, aklını, nefesini, gücünü ortaya koymuyor; bütün kalbini ve ömrünü de bu davaya adamış, insan olmanın en üstün vasıflarıyla;
200 bin kişiye kale olmuş, bir başkan.
Uzmanlar Federasyonu Başkanı Ali TİLKİCİ.
Türk milletinin can damarı Uzman Çavuşların başkanı. Hani haberlerde göz yaşlarıyla uğurlanan, bayrağımıza sarılı olarak gördüğümüz en fazla şehit olan askerlerimiz. Bir iki ah, vahla, bir iki sloganla ciğerimizi dağlayıp üç günde unuttuğumuz. Uzman Çavuşlar ve bu uzman yiğit askerlerin, 37 yıldan beri özlük hakları için mücadele eden Federasyon Başkanları. Ben bu federasyonu uzman çavuşların kalesi olarak zihnime yazdım. Konuşmaya katılan herkesi gözyaşlarıyla dinledim.Tek yürek, tek ses olmuş, uzman çavuşlar.
-Federasyon Başkanı Ali Tilkici, peki 37 yıldan beri ne için mücadele ediyor dersiniz?
“ Bu vatan evlatlarının verilmeyen hakları için.”
Şu anki çalışma şartlarını soracak olursanız:”Hiç bir hakları yok!” Tek hakları cephede en önde olmaları ve en riskli bölgelere gönderilmeleri. Gerçekten tek bir söz bile abartmıyorum, şiirsel yada ajitasyon değil net ve açıkça yazıyorum.
Bu kahraman uzman çavuşlara vefamız yok mu? Sadece vefa borcumuzu ödesek yeter. Kadro olmadığı gibi sözleşmeye tabi tutulup bütün hakları çizilmiş durumda: Çalışma, nöbet yönetmenliği yok, mesleki güvencesi, sicil yönetmenliği olmadığı gibi sağlık yönetmenliği de yok.”
Bugün,Twitter sohbet odasına katılan bir uzman çavuş sağlık yönetmenliği ile ilgili yaşadığı bir durumu şöyle ifade etti: “ Suriye’de görevde ilken kaza kurşunu ile başımdan yaralandım. Kaburgamda da kırık vardı, sırtımdan da darbe almıştım. Hastanede bana 90 gün içinde iyileşmezsen, iş akdine son verilecek dediler. O ara eşimde hamileydi ve ben 40 günün sonunda kaburgamda kırkla, 42 kiloluk çantamı sırtlayıp göreve gittim. Biz bu vatan için kolumuzu, bacağımızı veriyoruz. Canımızdan da geçtik sadece biz şehit olursak arkamızda bıraktıklarımız güvencede olsun istiyoruz. Kadrolaşmak hakkımız, sadece bunu istiyoruz” dedi.
Bir başka Kahraman Askerimiz ise: “Hakkınız ödenmez dediniz, hakkımızı ödemediniz.” Başkanları Ali Tilkici’nin kendilerine verdiği değer için minnet borçlarıyla “ Hakkını ödeyemeyiz Başkanım Allah razı olsun senden” dediler.
Konuşmaya Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa SARIGÜL’de katılarak, Uzmanlara her zaman destek olacağını haklarının verilinceye kadar bu mücadelede ne gerekiyorsa yapacağının sözünü de verdi. Mustafa SARIGÜL: “Altı aydan beri uzman konusuyla yakından ilgileniyorum. Bu konu siyaset üstü bir konudur. Gerçekten de vatan savunmasının sözleşmesi olmaz. Bütün partilerin grup başkanlarıyla ayrı ayrı bu konuyu özel olarak konuşup uzmanların kadroya geçme haklarını elde edinceye kadar mücadelenizde elimden geleni yapacağım. Uzman konusu vatan konusudur, bayrak konusudur. Aynı hassasiyetle ihmal edilemeyecek unsurdadır. Her zaman haklı mücadelenizde yanınızda olacağım.”dedi.
Konuşmaya katılanlardan biri de, Refah Partisi İstanbul Milletvekili Adayı Mustafa Kazım Alpay oldu. Konuşmasından anladımki uzun zamandır uzmanlara destek oluyor ve bu mücadele için çaba harcıyor. Böylesine temiz ve açık bir zihinle ülkemiz için çok faydalı işlere imza atacağına yürekten inanıyorum. Uzman Çavuşlara: “Önemli olan hayırda yarışmak. Hayırlı hizmetlere vesile olmak. Hakkın verildiği, adaletin dağıtıldığı, demokratik hakkınızı elde edene kadar; haklı taleplerinizi elde edene kadar mücadeleye devam edeceğim.”dedi. Ayrıca M.Kazım Alpay ikinci defa da konuşmaya
katıldığında:”İnsan onurunu yaşatmak için hep birlikte, omuz omuza mücadele edeceğim. Yeterki siz uzmanlar bir birinize kenetlenmeye devam edin. Zafer çok yakın buna inanıyorum. Kazananlar inananlardır.”dedi.
Türk Silahlı Kuvvetler 49 maddelik bir önergeyi TBMM’ne sunmuştu, bu önerge 6500 uzmanın iş feshine son verileceği ve yine bütün özlük haklarından olacakları maddeleri de içerdiği belirtildi. Başkan Ali Tilkici’nin girişimleri, çabası sayesinde iptal edildiği belirtildi.
Bu yasanın iptali için Osmanlı Ocakları Başkanı Kadir CANPOLAT’ında destekleri söz konusu. Kadir Canpolat:”Uzman çavuşların kadro hakkarı için Osmanlı Ocakları Ocak Partisi sözünde duracak, mutlaka uzman çavuşlarımızın hak ettiği o kadroyu alacağız.”dedi.
Ali TİLKİCİ, her fırsatta konuşmaya katılarak uzmanlara desteklerini ve bu mücadeleye başarılı oluncaya kadar devam edeceğini belirtti.
Bir uzman askerimizin konuşmasında ağlayarak:” Başkanım bizi hep hakir gördüler, hep değersiz olduk. Çok arkadaşımın tabutunu sırtladım”diyince. Çok duygusal anlar da yaşayan Ali TİLKİCİ: “Aslan evlatlarım, ötelenen örselenen olmayacağız. Kimseye kendimizi, rütbemizi küçük düşürmeyiz. Yiğitlerim, yanınızdayım”dedi. Twitter sohbet odası değilde tam bir aile ortamı olan platforma uzmanların çocuklarının okuduğu şiirler ve Ali Dede hitapları renk kattı.
Biz, milli birlik ve beraberlik şuurunda olan Türk milleti, bu vatan evlatlarının “Ezan susarsa, vatan tehlikedeyse git gelme, oğul.” Diyen anaların evlatlarına bugün sahip çıkmalıyız.
Ne yapabiliriz ki? Demeyin, lütfen….
O kadar çok şey yapabiliriz ki. Yeterki isteyelim.
Önerilerim: Öncelikle sanatçılarımız el atmalı bu konuya. Şu an aklıma gelenler, Ajda Pekkan, Tarkan, Orhan Gencebay, Sultanımız Türkan Şoray ve Cem Adrian daha nice gönlümüze taht kurmuş sanatçılarımız. Seslerinize uzman çavuşları katar mısınız? Lütfen…
-Medya sektör liderleri, Acun Ilıcalı. Konuyu en azından günde bir kere paylaşır mısınız?
-Bürokratlar, siyasi parti liderleri, sadece mitinglerde değil, gönüllere de konuşabilir misiniz?
-Dernekler, cemiyetler ve iş insanları en azından bir defa gündeminize alıp neler yapabiliriz diye tartışsanız eminin çok adım atmış oluruz.
-Sokaktaki canlar için mücadele edenler.
-Kadın haklarını, insan haklarını savunanlar, uzman askerlerimizi duyuyor musunuz?
Biz, birlikte milli birlik beraberlik şuuruyla her zorluğun, enkazın altından kalkabiliriz. Bu topraklarda yaşayan hiç bir Türk, haksız bir duruma, sessiz kalamaz. Kalırsa, kalbini ya da genleri bir araştırsın.
YouTube’lar, İnstagram ve TikTok fenomenleri hadi bu defa mücadelemiz uzmanlarımızın hakları için olsun, lütfen….
Sadece kadrolaşmak istiyorlar.
Afrin Şehidimiz Uzman Çavuş Fevzi Gürsu’sun telefonda silah sesleri duyan annesi merak içinde kalmasın diye, söylediği son sözü sloganımız olsun:
” Bir şey yok, ateşin önüne kova koyduk ona vuruyoruz.”
Bütün bu çabalarımızın sonucunda Türk Silahlı Kuvvetleri 49 maddelik yasa önerisinde bu defa uzmanların kadro ve yaşam haklarını iyileştirecek tedbirler sunacaktır. Son nihai karar tabi bu durumda Cumhurbaşkanlığının onayıyla 37 yıldan beri var olan emekler, ödenen bedeller amacına ulaşmış olacak. Yürekten inanıyorum, hiç bir çaba sonuçsuz kalmaz. Üstelik burda derin anlamlar ve güçlü bir sadakat var.
Uzman Çavuşlar Federasyon Başkanı Ali TİLKİCİ’ yi Twitter sohbeti başladığında aradım. O kadar saygılı, naif ve babacan bir ifadeyle konuştu. Sohbet odasında konuşmamızdan bahsedip:” Bir gazeteci kardeşimin sorularını sohbet bitiminde cevaplayacağım.” dedi. Başkanım sizi dinledikten sonra, kalbime söz geçirsem zihnim durmadı. Affedin,lütfen. Bugün o konuşmaları duyup yazmadan geçemedim.
Başkanımızla röportajımızla burada buluşuncaya kadar, hoşça kalın.
Ne demiştik?
” Bir şey yok, ateşin önüne kova koyduk ona vuruyoruz.”
YORUMLAR