Bu evrende var olan her canlının yaşamaya ve yaşam hakkı vardır.
Dünya'nın bütün kaynaklarına ve bilgiye de ortak olarak doğuyor her canlı. Nefes alma, barınma, su, aş... Bütün bunlar yaşamak, hayatta kalmak için şart. Birde yaşama hakkına sahip olarak varlığını sürdürmeye, çağdaş olanaklara kolay ulaşmaya ve her bireyin bu olanaklara eşit şartlarda sahip olmaya hakkı var.
Asgari şartların sağlanamadığı ortamlarda insanlar yaşayabilir mi?
Artık ekonomik şartlarda orta sınıf kavramı yok; ya ultra lüks yaşıyoruz ya da açlık sınırının altında. Evine ekmek götüremeyen bir babanın dramını artık neredeyse hepimiz biliyoruz. Peki çocuklar? Onların ne günahı var? Ya sokaktaki canlar? Hiç imkanımız olmasa bile elinden tutamasak bir çocuğun yüreğinden tutabiliriz. Penceremizin önüne küçük kablarda su ve ıslak ekmekle mahallenin bütün kuşlarını doyurabiliriz.
Komşusu açken tok yatamayan iyi insanlar da var.
Koca yürekli, sessiz kahramanlarla sonunda yollarımız kesişti. Ve yine yazmadan, sizinle paylaşmadan geçip gidemedim. Facebook'ta gördüm: Aftika'da, 4-5 kişi yardım kolilerinin hemen yanında birisi, bir çocuğun saçlarını okşarken kadraja girmiş .Uzun zamandır takip ediyordum. Yolu sonunda ülkemize düşen bu sessiz kahraman daha önce hiçbir basında yer almadı. Yapılan yardımların gizli olması o ve dahil olduğu gruptaki dostlarının ortak fikri. Sadece sosyalde kendi hesaplarında kısa paylaşımlarda bulunuyorlar.
Bu güzel kardeşimiz Gökhan Gür'ü sizinle tanıştırmak istiyorum. Çünkü dünyada hâlâ çok iyi insanlar var ve paylaştıkça bu sayılar çoğalacak, inanıyorum.
"Kendinizden bahseder misiniz? Sizi tanıya bilirmiyiz?"
G.Gür: "Hollanda'da doğdum, halen orda yaşıyorum. Erzurum Oltu'luyum."
"Bu yardım konusunda dernekleşme var mı?"
G.Gür: "4- 5 arkadaştan oluşan bir ekibiz dernek adı "all for life"
"Nasıl bir yol izliyorsunuz?:
G.Gür: "Ağırlık olarak ramazan ayında bayramlarda ve su kuyusu üzerinde Afrika bölgesinde projeler yapiyoruz."
"Bu projelerden bahseder misin?"
G.Gür: "Ramazanda Somalie'de günlük 50 bin kişiye iftar ve sahur sunuyoruz. Bayramda yaklaşık 4 -5 bin kurban kesimi yapiyoruz ve bunun yaninda su kuyuları ve Arakan'da konaklama çadırları hazırlıyoruz."
"Kaynakları nasıl sağlıyorsunuz? Şu an Türkiye'desiniz kimsenin daha adını duymadığı köylerde neler yapıyorsunuz?
G.Gür: "Genelde bir proje başlatıp kendimiz yola çıkıyoruz. Bunu sosyal medyadan gören insanlar yardımda bulunup katılım yapıyorlar tabi ki bide güven var. 2011'den beri aktifiz ve yapılan her yardımı kim yaptıysa adıyla birlikte videosunu çekip gönderiyoruz.
Köylere gelince ben vatan sevdalısı insanım. Yurt dışında yaşayıp özlem duyduğumuz içindir. O yüzden memleketim de arayışlar yapıp ihtiyaç sahiplerine ulaşıyorum.
Biraz da çevremiz olduğundan dolayı ulaşım kolay oluyor. Genelde sosyal hizmetlerden araştırıp hamle yapıyorum."
"Bütün enerjinizi mi veriyorsunuz? Başka bir uğraş var mı?"
"Dernekteki üyeler Türk mü?"
G.Gür: " iş adamıyım. Farklı dallarda ticaret yapıyorum. Dernekte üye gibi bir alemimiz yok. Daha cok büyümemek istiyoruz. Kurumsal olmak istemiyoruz.
Çünkü kurumsallaştık mı bu sefer maaşlı işçimiz olması lazım."
"Neden sorun oluyo ki kurumsallaşmak?"
G.Gür: "ve biz ona karşıyız. Gelen bütün yardım tutarlarını ihtiyaç sahiplerine kullanmak istiyoruz.
Yani ticaret oluyor. Kurumsallaşma ondan istemiyorsunuz.
G.Gür:"Yaptığımız seyahatlerde konaklamaları da kendi bütçemizden karşılıyoruz. Gelen yardımlar kuruşu kuruşuna ihtiyaç sahiplerine gitsin diye."
"Siz yakın arkadaşlarınızla mı 4- 5 kişi ortak karar verdiniz?
G.Gür: " derneğin kurucusu Ömer Erden bizler zamanla dahil olduk."
"Diğer arkadaşlar kimler?"
G. Gür: "Ömer Erden, Orhan Dereci, Gökhan Gür, Resul Yücesan ve Erdal Elibol. Ama saha da genelikte ilk üç isim oluyor."
"Yaptığınız bu yardımlar çok değerli daha 20'li yaşlarda dahil olmuşsunuz sizi ne etkiledi? Özel bir nedeni var mı?"
G.GÜR: "biraz duygusal insanız ve dinimizce de ihtiyaç sahibine imkanın varsa yardım etmen gerektiğine inanan milletiz."
"Neden hiç bir basın da yer almadınız? Bunun özel bir nedeni var mı?"
G.GÜR: "Basın konusunda yazan gazeteler oldu ama biz daha çok sosyal medya ve dilden dile meşuruz."
"Nasıl karar verdiniz, ne sebep oldu bu derneğe dahil olmanıza?"
G.Gür:" derneğe ben kendim yardımda bulunurken dahil oldum. Biraz araştırma yaptım gerçekten yerine ulaşıyor mu diye? Bana masraflarımı karşılarsam eşlik edebileceğimi söylediler.
O dönem Arakan projesi vardı.
3 hafta sonra gidilecekti, çevremde eşime dostuma söyledim 3 hafta içinde yaklaşık 80 Bin Euro yardım toplandı. Proje 200 Bin Euro idi. Böylece dahil oldum. 400 konaklama, kurban, gıda ve yemek yardımı yaptık. Oraya gidince gördüklerimden çok etkilendim ve bu yola devam etmeye karar verdim. Akabinde Somalie, Yemen ve Türkiye'de aktif oldum."
"Sizi orda en çok ne etkiledi? Arakan'dan bahseder misinz?
G.Gür:"Bir gün yaptığımız çadır evleri ziyaret ederken 4 çocuk, anne, baba,18 metre kare çadırda yaşıyordu bunlar Arakan zulmünden kaçmıştı.
Çadırın üstünde bir tabağın içerisindeb 3 de 1 pilav doluydu yani 3 de 2 si yenmiş, 3'de 1 kalmıştı ve evin çatısına koymuşlardı. İlgimi çekti neden bu çatıda tabak var? Bizim tercümana sordurdum bu tabağı neden koymuşlar diye? Cevap şu idi 'bi tabak pilavımız vardı yarın için yiyecek bir şeyimiz olmadığından dolayı yarısını yedik, kalanını güneşe koyduk. Bozulmasın yarında bunu yiyelim diye.'
O cevap beni çok etkilemişti. Orda bu yolda yürüyüp imkanım oldukça gerçek ihtiyaç sahiplerinin yanında olmaya karar verdim."
"Türkiye de karşılaştığınız manzara dan bahser misiniz?
Ayrıca bizzat kendiniz mi yardımları ulaştırıyorsunuz?"
G.Gür:" Dağlık, köylük yerlerde kimsesiz, ekmeksiz, susuz çok insanla karşılaştım.
Evet yardımları bizzat elimle ulaştırmadım mı yapmıyorum.
Çünkü insanlar yardım edip üzerinize vebal yüklüyorlar. O yüzden elimle yerine ulaştırma konusunda çok titizim".
"Bu derneğe dahil olmak için nasıl ulaşabiliriz size?"
G.Gür: " Dedigim gibi büyümek istemiyoruz. kontrolü dağıtmamak için ama yardımda bulunmak istiyenler her türlü sosyal medyadan çevresinden bizlere ulaşabilirler.
"Derneğinde bir sosyal hesabı var mı?"
G.Gür: "Ömer Erden, Gökhan Gür ve all for life hesaplarında paylaşımlar oluyor, facebook adresleri bunlar."
"Son olarak insanlığa bir çağrınız, mesajınız var mı?
G.Gür: "Gölgede yatanın/yürüyenin kendi gölgesi olmaz.*
Ben yanmasam, sen yanmasan,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?*
Vurdukça kızgın demire hünerli balyoz,
umut asla yenilmeyecektir!*
Yani yardımlarda kullanmış olduğumuz bu sloganlar bütün insanlığa mesajımızdır.
"Yolunuz açık olsun. Çok teşekkürler..."
G.Gür: " Biz teşekkür ederiz var olun"
Her şey yaşam için...
YORUMLAR