Şehrinaz Keskin

Şehrinaz Keskin

[email protected]

SODA GETİR SEBASTİAN HAZMEDEMEYENLER VAR

04 Haziran 2015 - 20:08

Sevgili okurlarım öncelikle iyi ve mutlu haftalar diliyorum sizlere.  Havalar malumunuz. Güneş yüzünü bir gösteriyor bir çekiyor. Havaya bakıyoruz bir gün açık ve sıcak, bir gün yağmurlu ve soğuk. Şükür diyelim şükredelim havanın bir öyle bir böyle olmasına. Allah muhafaza, ya insanlar hava gibi olsaydı halimiz ne olurdu değil mi(!)

Sizler de bilirsiniz, insanlar âlemi oldukça tuhaftır. Gökkuşağı gibi renkten renge girenler de yanardöner meyve tabağı gibi hem yanan hem dönen, adamına göre şekil alanlar da mevcuttur. Bir de fikirlerinin kölesi olanlar vardır. Bir fikre körü körüne bağlananlar. Takım tutar gibi fikrini savunup doğruyu bulamayanlar... Sağıma bakıyorum yanardöner meyve tabakları soluma bakıyorum düşüncesine köle olmuş burnu büyükler… Yanardöner meyve tabaklarını bir sonraki yazıma bırakmak koşulu ile düşüncesine köle olan burnu büyüklerden bahsetmek istiyorum sizlere.

Onlar hür değillerdir. Zincirlerle eski düşüncelerine kendilerini bağlamışlardır. Ama ne kendi zincirlerini kırmak için ne de bir adım ileri gitmek için uğraş verirler. Lafa gelince rüzgâr gibi eserler icraata gelince pamuk şeker oluverirler. Yattıkları yerden atarlar tutarlar, kaybettiklerine ağlarlar, olur olmadık yerlerde olumsuz eleştirinin hakarete varan boyutlarını yaparlar. Tüm bunlara rağmen kendi kendilerini alkışlarlar hem de sözümona milletçe alkışlarlar. Ama istekleri için asla savaşmazlar. Eğer istekleriniz için savaşmıyorsanız, kaybettikleriniz için hem ağlamayacaksınız hem kendi kendinizi alkışlamayacaksınız canlarım. Çünkü yattığınız yerden kurduğunuz hayallerle beyaz atlı prens sizin olmuyor. Can Yücel’in dediği gibi “Hayallerin için önce ayağa kalkacaksın!” Eleştirdiğin, hoşuna gitmeyen, seni rahatsız eden bir şey varsa yerine ve ortamına göre uygun bir üslupla dile getireceksin. Aynı zamanda çalışacaksın, çabalayacaksın. Yolda laf atmak değil, adım atmak gerekir. Yürümedikten sonra lafın hiçbir manası kalmaz. Bir de her insan kendine yakışanı yapar. Çünkü kalite asla tesadüf değildir. Boş konuşmayı, kişilerle uğraşmayı bırakın. Kıskançlık ve hasetlik iyi değildir. Kendinize dönün, kişiyle değil işinizle uğraşın ancak öyle hazmedersiniz.

Hadi bakalım bugün için bir özlü söz gelsin benden: KALİTELİ İNSAN İŞİYLE BOŞ İNSAN KİŞİYLE UĞRAŞIRMIŞ! Haa bu arada soda getir sebastian hazmedemeyenler var…

YORUMLAR

  • 0 Yorum