8 Mart Kadınlar Günü... Bir kez daha gedi her daim sözlerde kalan kadınların hak ve özgürlüklerinin dile getirildiği bu gün... Çocuk gelin, taciz, tecavüz, dayak, şiddet, yakılma, öldürülme daha nicesi... Ne söylenebilir ki? Her zamanki söylemleri yazıp burada satır doldurmaya çalışmayacağım. Sadece dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi benim ülkemde kadın olmanın zor olduğunu söyleyeceğim. Daha önce de yazmıştım "Kadın Olmak Yasak" diye.
Ben bu satırları Dünya'nın belki de en özgür şehri Amsterdam'dan yazıyorum. Burada daha iyi anlıyorum ülkemde kadın olmanın zorluğunu. Yıllarca susması öğretilen, konuşunca ayıplanan kadınlar yok burada. Başkası ne der diye düşünüp el alemin düşüncesinin önemi derecesinde baskıyla büyütülen kadınlara da rastlanmıyor. Zayıf mı şişman mı, selülitleri var mı yok mu kimsenin umrunda değil. Eksik hissetmiyor hiçbir kadın. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek zorunda değiller. Erkeği idare etmek de bir kocaya sahip olmak da zorunlulukları arasında yok. Burada hiçkimse tarafından eksik olduğu düşündürülmüyor bir kadına. Yanlış anlaşılmasın fazla olduğu da düşündürülüp el üstünde tutulmuyor kadınlar sadece olması gerektiği şekilde yaşıyorlar.
Eşit ve özgürler!
Kaç yaşında olursa olsunlar gülüyor ve eğlenebiliyorlar. Gülüp kahkaha attıklarında kimse onları hafif kadın sınıfına koyar mı diye düşünmüyorlar. Gönülleri alabildiğince geziyorlar. Saati düşünmek zorunda değiller. Ara sokaklara yalnız girebiliyorlar. Günün her saati bisiklete binip istedikleri yere gidebiliyorlar. Bisiklete şortla da bineni gördüm, topuklu ayakkabı ile pedal çevireni de...
İstediğim çok şey değil aslında değer görüp, eşit yaşamak kâfi...
Dünya kadınlar günü tüm kadınlarımıza kutlu olsun!
Sevgiler, esenlikler...
YORUMLAR