Doksanlar çocuğu olmak Şeker Kız Candy’yi izleyip saçlarını iki yandan toplamak, Antony öldüğü için günlerce ağlamaktı. Anneyle pazara giderken sarı telefon kulübelerine girip tuşlara basmaktı rastgele. Büyük ablaların, ağabeylerin PTT jetonları ile sevgililerini arayışlarını görmek ve bazen gizlice bir jeton aşırmaktı doksanlar çocuğu olmak.
Sarı kaplı altın rehberi okuma bilmesek de incelemekti. Bazen içinden bir numara seçip evde kimseler yokken çevirmeli telefondan aramaktı. Pozlu fotoğraf makineleri ile kıymetli fotoğraflar çekilip günlerce o fotoğrafları beklemekti doksanlar çocuğu olmak. Yırtık taytlarla, marka ayakkabılarla değil mavi önlükle okula gitmekti. Internet kefelerde ya da bilgisayar basında oyun oynamak değil sokakta taso oynamak, karşındakini üterek tasolar toplamaktı doksanlar çocuğu olmak.
Sokakta zamanın nasıl geçtiğini fark etmemek evdeki sanal bebeği beslemeyi unutmaktı.
Yaylı zıp zıplarla hem bilezik yapmak hem oyun oynamaktı doksanlar çocuğu olmak. Tavşanlı makasa, renkli sayı sayma fasulyelerine sahip olmak; kırmızı, pembe, mavi sulukları boynuna takarak okula gitmekti doksanlar çocuğu olmak.
Monami çantalı pastel boya ya da siyah kordonlu dijital saatle hava atmaktı. Arı maya okumak, power rengers izlemek, temel reis sayesinde ıspanak yemekti doksanlar çocuğu olmak.
Ninja kaplumbağalardan pizzayı çok seven kaplumbağa olmaktı. Richie Richricy izledikten sonra mutlu olmak, değerlinin kih kih kih gülüşüne gülmek, iyiler ve kötülerin yarışlarını keyifle seyretmekti. Hugo’ya katılmak için telefonun basına geçmek, süper baba dizisini izlemekti doksanlar çocuğu olmak. Capri sun içip patlatmaktı. Turbo ya da tipitip sakız çiğneyip arkadaşımıza sulugoz vermekti doksanlar çocuğu olmak.
Düdüklü şekerleri hem yiyip hem öttürmekti. Cuma günleri atari oynamak, arkadaşlarla oyun kasetlerini değiş tokuş yapmaktı doksanlar çocuğu olmak. Küçük bir oltası olan oyuncakla balık tutma oyunu denemek, 23 Nisan gösterilerinde step yapmaktı doksanlar çocuğu olmak.
Kasetli wolkman ile Britney Spiars dinlemek, dolaplara Blue Jean ya da Hey Giril dergilerinden çıkan posterleri yapıştırmaktı. Çılgın Bediş’i izleyip liseye gelmenin hayalini kurmak ve bu hayalle pembe panter oyuncağına sarılıp uyumaktı doksanlar çocuğu olmak. Bazen de geceleri uyanıp öcüler yer diye su içmeye gidememekti ama her şeyiyle güzeldi doksanlar çocuğu olmak.
En güzeli de soğuk kış günlerinde oruç tutmak için sahura kalkmaktı. Sobanın başında titreye titreye ısınmaya çalışmak, iftar vaktini beklemekti. Anneanne, dede, anne, baba, kardeş hep bir arada oturulan sofralarda orucu açmaktı doksanlar çocuğu olmak. Çok ama çok güzeldi. Ucundan kıyısından da olsa doksanlarda çocukluğumu yaşamış olmanın mutluluğu ile Ege Olay ailesi başta olmak üzere tüm okurlarımıza ve Müslüman âlemine hayırlı ramazanlar diliyorum.
YORUMLAR