Değerli okurlar,
Evden çıkamadığımız şu günlerde yapılacak en güzel şeyin yazmak olduğuna inanıyorum. Elinize kağıdı kalemi alın ve yazmaya başlayın. Sadece kalbinizden geçenler dökülsün satırlarınıza... Özlemleriniz, yapacaklarınız, hayalleriniz, umutlarınız... inanın bu size çok iyi gelecek. İçinizde anlatılmamış hikayeler kalmasın. “En büyük tutku bana göre yazmak değil; kelimelerin oluşturduğu iç müzik.” Der Truman Capote. Siz de kendinizle baş başa olduğunuz şu günlerde iç müziğinize kulak verin. Ben öyle hasret kalmışım ki yazmaya gazetemizin değerli editörü ve imtiyaz sahibi Taner KILIÇ Bey’in telefonu ile kendime geldim diyebilirim. Mürekkep kokusu diye bir şey var dostlarım bana en iyi gelen o koku eminim size de çok iyi gelecektir. Ben bıraktığım yerden devam edeceğim. Ve yine sizlere yazacağım. Bir an önce aşısının ve ilacının bulunmasına dilediğim virüsle ilgili o kadar şey yazıldı çizildi ki inanın onun adını dahi anmak istemediğim için hiç bahsetmeyeceğim covid19’dan.
Bugün geçtiğimiz yıllarda uçak kazasında hayatını kaybeden 11 genç kadını yazacağım sizlere. Mina Başaran’ın uçağının düşüş sebebi açıklanmış. Raporu defalarca okudum. Öyle etkilenmiş öyle üzülmüştüm ki o kazaya. Bugün okuduğum raporda yazanlar pilotların konuşmaları, kazanın sebebi, yolcuların korkusu beni bir kat daha üzdü. Her şey uçak hız göstergelerinde meydana gelen teknik bir arıza ile başlıyoruz aslında o arıza uçuştan çok önce kayıtlara geçiyor ve tespit ediliyor ama önemsenmediği ya da pilotlar tarafından fark edilmediği için kalkış gerçekleştiriyor. Kalkıştan bir süre sonra sorunlar başlıyor. Fakat soğukkanlı olamamak, süreci doğru kararlar ile yönetememek ve maalesef uçağın teknik sorunu ile ilgili çözüm önerilerini içeren dökümanların bulunmaması pilotların son sözlerinin duyulmasına sebep oluyor. Yardımcı pilot Melike Kuvvet kaptanım uçağın burnunu ez niye ezmiyorsun derken Kaptan pilot Beril Gebeş olmuyor dedikten sonra son sözünü söylüyor “Allah’ım sen bizi koru” 11 genç kadın feci şekilde can veriyor. Kafamızı gökyüzüne kaldırdığımızda bir veya birden fazla uçak görebiliriz. Fakat bunların kaza yapma olasılığını oturup araştırmamışızdır. Şuan yapılan araştırmalara bakacak olursak uçak kazalarının en büyük nedeni pilot hatası olarak gösteriliyor. Teknik arızalar ise pilot hatalarını gerisinde kalıyor. Teknik arızaların giderilmesi için yapılacaklar listesi bulunuyor ve olağandışı bir durumda pilotlar arıza durumu için listedeki adımları sırası ile gerçekleştiriyor. Fakat uçak gökyüzünde son sürat giderken çığlık çığlığa öten ikaz sesleri, arıza duyuruları arasında korkuya ve endişeye kapılmadan soğukkanlı kalabilmek kim bilir ne kadar zordur. Nitekim Beril Gebeşin sesini duyan, hemen yakınlarında uçan bir başka uçağın pilotu “Kaptan pilot endişeli bir şekilde konuştu” diyor. Açıklanan raporda ise “Tırmanışta kaptan pilot uçağın overspeed olduğunu, yardımcı pilot ise stall(havada tutunamama) olmaya doğru gidildiğini değerlendirmiş ve prosedürel hatalar zinciri böylece başlamıştır.” Deniyor. Endişe, korku, panik ve stres teknik uyarıları içeren döküman açısından yetersiz olan uçağın düşüşünü kaçınılmaz hale getiriyor. Bir tanesi hamile 11 genç kadın hayata gözlerini yumuyor. Cennet mekanları olsun. Nur içinde yatsınlar.
YORUMLAR