Dünyanın hemen her ülkesinde ortak bir kültür olan kahveyi kim sevmez ki? Dünyanın dört bir tarafında olduğu gibi bizim ülkemizde de çok sevilen ve sık tüketilen bu içecek dozunda tüketildiğinde bir çok fayda sağlıyor. Yapılan bilimsel araştırmalara göre bir fincan kahvenin içinde şunlar var:
B2 vitamini: Önerilen günlük alım miktarının %11'i.
B5 vitamini : Önerilen günlük alım miktarının %6'sı.
Manganez ve potasyum: Önerilen günlük alım miktarının %3'ü.
Magnezyum ve niasin (B3 vitamini): Önerilen günlük alım miktarının %2'si.
Yalnız kahve çekirdeği öğütüldükten hemen sonra bayatlamaya başladığı için hızlı bir şekilde tüketilmeli ya da tüketilmeden hemen önce öğütülmelidir. İyi kahve içmenin belki de en önemli süreci öğütülme aşamasıdır. İyi kahvede ikinci önemli aşama ise öğütülme derecesidir. Türk kahvesi için çok ince öğütmek gerekirken espresso için ince; filtre kahve için orta; french pres içinse kalın öğütmek gerekmektedir.
Hem bu güzel içecek bizde ayrı bir öneme de sahiptir. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Hiç araştırdınız mı kırk yıl hatır hikayesini? Ben araştırdım. Hikaye Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyo'ya dayanıyor. 1800’lü yıllarda Eminönü’nde balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti "Bre Yusuf, herkese benden okkalı bir kahve, ama şurada oturan Rum Palikaryası'na yok. Ona kahvem de akçem de haramdır" der.
Bilge Yusuf kahveleri ikram eder. Bir kahve de Palikarya Stelyo'nun önüne koyar. Zabıt adeta kükrer:
"Ben ona haramdır demedim mi?"
Yusuf Bilge istifini hiç bozmaz: "Komutan, o kahve benden. Ona da helaldir" der.
Stelyo minnetle bakar Yusuf'a.
Yıllar geçer. 1905 tarihinde Samos Adası'nda Rum İsyanı başlar. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır. Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkanlar arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer. İki yıl yatar Samos zindanlarında. İki yıl sonunda Rum çeteciler esir pazarında satışa çıkarır Yusuf'u. Mezatta 5 para, 7 para sesleri arasından bir ses yükselir.
"O Türk'e 5 kuruş. Hemen alıyorum!"
Sessizlik hakim olur. Rum alır Yusuf'u, arabasıyla köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde at arabasını durdurur. Döner Yusuf'a:
"Serbestsin Bilge Yusuf" der.
Yusuf inanamaz duruma, Rum'un ellerine kapanır. "Beyim, kimsin necisin, beni neden özgür bıraktın" der.
Rum uzun uzun anlatır. 12 yıl öncesine, Yemiş iskelesine döner. Detaylarıyla o günü anlatır. "İşte ben, bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo" der.
Gözyaşları sel olur. Sarmaş dolaş olurlar Stelyo ile Yusuf. Yusuf kaçak yoldan İstanbul'a varır. Bu dostluk 35 yıl devam eder.
Her yıl birbirlerini ziyaret ederler. Her ziyarette mutlaka bir fincan kahve vardır. Çocuklarına, torunlarına anlatırlar hikayelerini.
Ve işte bu dostluk bir deyişi doğurmuştur:
Bir kahvenin 40 yıllık hatrı vardır!
Kahvesizi kalmayın dostlar. Karantinada balkonunuzda mis kokulu kahvenizi yudumlarken Ege Olay gazetemizdeki başlıklara göz atmak gibisi yoktur herhalde.
Sağlıklı ve kahve kokulu günler...
YORUMLAR