Savaş Yılmaz

Savaş Yılmaz

[email protected]

Adalet Ve Ahlak Toplumların Olmazsa Olmazıdır

03 Eylül 2024 - 16:55

Dünya öyle bir yer oldu ki insanlar birbirinin kuyusunu kazar oldular, tanıdıkları veya tanımadıkları, aile içi ve dışı akrabalar da fark etmiyor bu devirde. Muhakkak eski çağlarda da güven ve güvensizlik üzerine insan ilişkileri kuruluyordu ve o zamanlarda da güven krizi vardı ama şu çağımızdaki gibi kan emiciler daha azdı. Bunun birçok sebebi var; nufüs artışı, teknolojk aygıtların fazlalığı, görsel medyanın kötü olan olayları daha cazip hale getirmesi, ekonomik ve maddiyat kavramlarının haddinden fazla yüceltilmesi sonucu ortaya çıktı bu durumlar.
  İnsanların güvenini kırarak, onları toplumdan uzaklaştırmak ve yalnızlaştırıp köle haline getirmek esas haline geldi, ayrıca zenginlerin ve devletlerin toplum birlikteliğinden değil de bireysellikten haz aldığı bir gerçek çünkü iktidarların, muhalefetin ve bürokrasinin yaptığı yanlışları ve onların işlediği suçların üstünü örtmek için bu bir gerekliliktir. Hiçbir yönetici ve yöneten, halkın ve işçilerin birlikte hareket etmesini istemez.
  Güven krizi katlanarak devam ediyor, ikili ilişkilerde, aile, eşler ve dostlar arasında, toplum dinamikleri olan patron, işçi, esnaf ve toplumun diğer fertleri içinde bu durum geçerlidir. Özellikle ülkemizde bazı meslek kolları var ki toplumu zıvanadan çıkarmış durumdalar. Bunların başında siyasetçiler gelir, toplumu birbirine düşürerek ortalığı elli altıya verirler ve sonra da gidip güzelce de topluma gülerler. Yolsuzluk da beraberler, hırsızlık da beraberler, adam kayırma ve torpil de beraberler, bazen işlenen aynı olaya ve cezası da aynı olan bir suça bile aynı şekilde yaklaşmıyor yasayı uygulayanlar çünkü kiminin makamı, kiminin ise parası fazla(!)
  Boşanma davalarının, aldatmaların ve dolandırılmaların artması ise hepimizin dikkatini çeken önemli bir konudur. Bu durumların yaşanması ise teknolojinin bir telefon kadar yakın olması ve ekonomik sıkıntıların baş göstermesi sonucu diyebiliriz. Teknolojik gelişim çok önemli toplumlar için ama bunun kötü bir sonucu olarak da eğitimsiz, karaktersiz ve herkesin peşinden süreklenen bir topluma dönüştürüyor insanları ve özellike gençleri. Sorgulamayan bir gençlik, her şeyi bildiğini zanneden ihtiyarlar ve orta yaşlılar, okumayan bir nesil ve sadece üç beş dakikalık sosyal medya videolarını izleyip, sonra da o  bir şeyleri kendilerine amaç edinir ve sonu tabii ki hüsran olur hep. Zararlı birini ve fikirlerini popüler yapmak çok kolaydır günümüzde, bastırırsın parayı ve reklamını yaparsın, sonra da arkandan binlerce çoluk çocuk, aklını kullanmayı bilmeyen ihtiyar gelir.
  Her şeyin yanlış olduğu yerde, biri çıkıp doğruları haykırdığında ise ona tepki vermek yerine, belki de dinlemek daha pozitif olacaktır ama bu durum da birilerinin işine gelmez ve gelmiyor da. Düzeltilebilir mi toplum, tabii ki düzeltilebilir ama bu hiç kolay değildir çünkü herkesin birbirini kandırma, dolandırma peşinde olduğu bir çoğrafyada zor. Özellikle bizim gibi ülkelerde akıldan çok, duyguya önem veren ve birkaç etkili konuşan veya marjinal davranan insanın ardına takılan toplum var. Bir şeyleri düzeltmek zor bu ülkede ama en azından kendimizi düzeltebiliriz, bunun yolu da güvenilir ve sağlam bir karaktere sahip olmaktan geçer. Toplum veya yanınızdaki insanlar çukurun içinde debeleniyor diye, siz de orada debelenmek zorunda değilsiniz. Kendimizi geliştirip, güzelce bir hayat sürmeye bakmak gerekir. Kimsenin sırtından vurmadan, kimseye ihanet etmeden ve kimseye de rencide etmeden.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum