Kadın kooperatiflerinin en önemli meselelerinden biri geleneksel dayanışma anlayışından kaynaklanan “kermesçi kadın” algısını kırıp, piyasada rekabet gücü olan, kooperatif prensiplerini kullanarak örgütsel özerklikle ekonomik özgürlüğü elde etmeye çalışan “gerçek üreticiler” olarak tanınmak.
Kooperatif Kanunu'nda değişiklik öngören kanun teklifi “Meclis Genel Kurulu'nda” kabul edildi.
Yeni düzenleme, kooperatiflerde daha şeffaf ve denetlenebilir bir yönetim sağlamayı hedefliyor. Ancak toprağı işlemek, üretimi arttırmak ve kadını güçlendirmek adına “Kadın kooperatiflerini güçlendirmek” için yeni ve sürdürülebilir kanun tekliflerine ihtiyaç olduğunu vurgulamak isterim.
KADIN KOOPERATİFLERE TEŞVİK
Kurulacak olan bilgi sistemi ile üyeler kooperatifin faaliyetlerini takip edebilecek, gelir gider raporlarını, bilançoları bu sistemden izleyebilecek. Üyeler, seçim öncesi listeleri de sistemden görebilecek.
Kooperatif yönetim kurulu, üyelik başvurularını 1 ay içinde karara bağlayacak. Yönetimde bulunanlar başka bir kooperatifte görev alamayacak.
Yeni düzenlemeyle kadın kooperatifleri teşvik edilecek. Kadın kooperatifçiliğini desteklemeye yönelik istisnalar sağlanacak. Kadınlardan başvuru harcı alınmayacak.
Peki bu destekler yeterli mi?
Bağımsız bir kooperatifçilik hareketi; başta küçük üreticinin öz gücünü esas alan, sermayenin, devletin, kooperatif bürokrasinin hegemonyasına girmeden, her aşamada kooperatifçiliğin temel değerlerini uygulayan, doğayı, çevreyi, yararlanıcıyı (tüketici) gözeten bir yapılanmayla gelişip, büyüyeceği öngörülmelidir.
Peki bugün kooperatiflerin temel ihtiyaçları nelerdir? Hangi sorunlar bu temel ihtiyaçların karşılanmasını engellemektedir, kısaca bunlara bakmak gerekir.
Kooperatifçiliğin bugün yaşamakta olduğu sorunların başında; ekonomik ve politik çevrelerin artan dirençleri, finansman yetersizliği, kooperatifçilik bilinç ve eğitiminin eksikliği, yönetsel zaaflar, kooperatifçilik ruhu gelişkin personel ve önderlik eksikliği gibi nedenler kadar, esasen devlet politikalarına yön veren siyasal iktidarların -başka tercihlerden kaynaklı olarak- yıllar içinde kooperatifçiliğe sırtını dönmüş olmaları gelmektedir. Diğer bir ifadeyle; etkin olmayan üst örgütlenmeler, denetim, danışmanlık ve teknik hizmet sunumunun yetersizliği, etkin, sürdürülebilir, bütünlük içinde birbiri ile uyumlu kararlı ve dengeli bir kooperatifçilik politikasının olmaması problemli noktalardan alanlardan sadece bir kaç tanesidir.
Kooperatiflerin bugün yaşamakta oldukları sorunların çözümü, masa başında oturup yeni teoriler üretmekten geçmemektedir. Bilakis, üreticilerle birlikte, el ele, üretim alanlarında çalışarak, bilimsel bilgiyi ve dünyadaki gelişmeleri onlarla paylaşarak yol alınabilir. Yeni, bağımsız bir kooperatifçilik hareketi; başta küçük üreticinin öz gücünü esas alan, sermayenin, devletin, kooperatif bürokrasinin hegemonyasına girmeden, her aşamada kooperatifçiliğin temel değerlerini uygulayan, sınırları daraltmadan, tarımın gelişimini destekleyen, doğayı, çevreyi, yararlanıcıyı (tüketici) gözeten bir yapılanmadan sonra doğacağı öngörülmelidir.
YORUMLAR