Frontal lob, liderlik ve nörobilim arasındaki ilişkiyi oluşturan unsurların başında gelmektedir. Frontal lob, beyin yarı kürelerinin yaklaşık 3’te 1’ini içermektedir ve kafanın ön bölgesinde yer alır. Karar verme, problem çözme, üretkenlik, planlama, strateji geliştirme ve uygulama ve fonksiyonlar frontal lob kapsamında yürütülmektedir (Üngüren, 2015: 198). Bunlar aynı zamanda liderlik yetenekleri olarak görünmektedir. Dolayısıyla frontal lob ile liderlik özellikleri ya da liderlik becerileri arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Beynin kayda değer bir kısmını meydana getiren frontal lob, liderlik ve nörobilim arasındaki ilişkinin varlığından önemli bir yere sahip görünmektedir.
Liderler, toplumda saygı gören ve sahip oldukları ayırt edici niteliklerle bu saygıyı elde eden kişilerdir. Liderlerin ikna etme becerileri, hedef kitlenin lider tarafından dile getirilen hususların kabul edilmesi açısından belirleyici rol oynamaktadır (Çokluk, 2020: 88). Bu durum aynı zamanda liderlik ve nörobilim arasındaki ilişkiyi oluşturan unsurlardan bir tanesidir. İnsan zihninin sahip olduğu düşünce yapısını doğru bir şekilde anlamak insanları ikna etmek için avantaj sağlayacaktır. Böyle bir durumda ikna uygulamaları liderlik ile kısmı oluştururken zihinden geçenleri anlamak için gösterilen çaba ise nörobilim kısmını işaret etmektedir. Özellikle günümüz koşullarında olduğu gibi geniş kitlelere kolay hitap edilebilen bir dönemde liderlik ve nörobilim arasındaki ilişkinin önemi artmaktadır.
Nörobilim, nöroplastisite ve nörogenez olarak adlandırılan şeyi tanır. Nöroplastisite, beynin genellikle yapılan alışkanlıklarla kendini ayarlaması veya sağlıklı beynin hastalıklı beynin bölümlerini devralması durumudur. Nörogenez, beyinde yeni sinirlerin üretildiği bir durumdur (Edison vd., 2019: 48). Beynin davranışları etkilemesi, liderlik kapsamında önemsenen hususlardan bir tanesidir ve nörobilim ile liderlik ilişkisi açısından dikkate alınmalıdır. Çünkü liderler, insan beyninin davranışları ne şekilde ve ne düzeyde etkilediğini bilerek hareket etmek isterler, bu sayede takipçilerin ikna edilmesi ve ortak amaçlar için bir araya getirilmesinin daha kolay olması beklenmektedir.
Nörobilim, liderin örgütsel dönüşüme öncülük etmesine yardımcı olabilecek beyin faaliyetlerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir. Bu durumda, çoklu aktarım kanalları aracılığıyla uygulanan nörobilim, liderin ve takipçilerinin fiziksel, duygusal ve zihinsel güvenliği sağlamasına yardımcı olabilir. Böylece organizasyonu etkili ve başarılı bir şekilde dönüştürmeye teşvik edebilir. Bu ve benzer hususlar liderlik çalışmalarına yeni bir bakış açısı kazandırmanın yanı sıra özellikle vücudun tepkisini içsel (duygular ve hormon) ve dışsal (vücut tepkisi ve davranış) liderlik davranışlarını daha da fazla etkiler (Juhro ve Aulia, 2018: 213). Tüm bunlar liderlik ve nörobilim ilişkisini oluşturan unsurlar kapsamında değerlendirilmeye müsaittir.
YORUMLAR