Besin alerjisi bağışıklık sistemimizin besinlere karşı anormal yanıtlar vermesi demektir. Alınan besinin bir tehdit unsuru olarak görülüp, vücudun alarm durumuna geçmesiyle oluşur. Bağışıklık hücreleri İgE üretir. İgE histamin salgılanmasına neden olur. Histamin vücudumuzda alerjik reaksiyonları başlatan maddedir. Bu nedenle tedavide histamin karşıtı olan ilaçlar kullanılır.
Alerjilerin en hafif şekli, hafif kaşınma şeklinde kendini gösterir. Daha şiddetlendiği durumlarda ise, kaşıntı çok rahatsız edici bir hal alırken, ciltte kızarıklık ve kabarmalar da görülür. Bazen sindirim sistemi bozuklukları şeklinde de seyredebilir. Bulantı kusma, ishal, karın ağrısı şikayetleri görülebilir. Çok şiddetli alerjilerde ani tansiyon düşmesi nedeniyle çarpıntı, kulak çınlaması, ağız boğaz, kulak içlerinde kaşıntı ile karakterize anaflaktik şok durumları olabilir. Zamanında müdahale edilmezse dilimizde şişmelerle, özellikle küçük dilimizdeki şişmelerle solunum yolu tıkanabilir. Bu durumlarda hayatı tehlike söz konusudur. Acil olarak bir hastaneye yetiştirilmemiz gerekir.
Yedigimiz tükettiğimiz hiç bir gıda yoktur ki alerji yapmaz diyelim. Şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki, her yiyecek alerji yapabilir. Nelere karşı alerji olduğumuzu anlamak da bir problemdir. Bunu anlayabilmek için kendimize ve yediklerimize çok dikkat etmemiz gerekir. Alerji olmadan önce neler yediğimizi etraflıca düşünüp, özellikle farklı bir şey yiyip yemediğimizi hatırlamamız gerekir. Farklı bir yiyecek söz konusu değilse tekrarlayan alerjilerde ortak yenilen bir besini tespit etmek gerekir. Alerjiye yönelik testler de vardır. En bilineni deri testidir. Buradaki sonuçlar tam bir kesinlik arz etmez. Çikan sonuçların günlük hayatta tekrar test edilmesi gerekir. Alerjik diye tespit edilen her gıda diyetten çıkarılır. Belli bir süre sonra tekrar diyete sırayla birer birer ve az miktarlarda ilave edilir. Vücudumuzda alerji belirtileri oluşursa o gıdanın alerji yaptığı kesinleşmiş olur.
Alerjiler; bebeklik, çocukluk döneminde olan alerjilerle yetişkinlik döneminde olan alerjiler olarak ikiye ayrılır. Bebeklik döneminde görülen alerjiler genellikle hayvansal kaynaklı proteinlere karşıdır ve büyüdükçe geçer. Yumurta, et, süt ve süt ürünlerine karşı olur. Kusma, ishal, kurdeşen olabilir.
Kuruyemişlere karşı da alerjiler oluşabilir. En bilineni filmlerde sık sık konu edildiği için fıstık alerjisidir fakat ceviz ve bademde de sık görülür.
Balık ve kabuklu deniz ürünlerine karşı alerjiler de sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Bu gıdaların alerji potansiyelleri yüksektir ve ne yazık ki bunlar kalıcı alerjilerdendir. Sebze ve meyve gurubunda olan besinlerde de alerjiler görülebilir. Daha çok keskin tadı ve kokusu olanlarda oluşur. Muz, çilek, kereviz, sarımsak, fesleyen gibi sebze ve meyveler en sık görülenlerdendir fakat esasında her türlü yiyeceğe karşı.alerji olmamız mümkündür.
Bir besine karşı alerji olduğumuzda, alerji potansiyeli yüksek diğer besinleri de yememeliyiz, yahutta dikkatli yemeliyiz. Dikkatliden kast edilen, sık aralıklarla yememe gerekliliğidir. Daha seyrek aralıklarla ve ölçülü miktarda yemeği tercih etmemiz gerekir. Çünki bu dönemlerde vücut alerji olmak için adeta bahane arar bu bahaneyi ona vermemek lazımdır ki, daha sonra bu dönemi atlatınca baş etmemiz gereken bir alerjen gıdamız daha olmasın!
Baharatlarda da alerjiler sık görülür. Baharatların yoğun koku ve aroma bileşikleri içermesi alerji potansiyellerini yükseltir.
Alerji olmamızın en önemli sebebi genetik yatkınlık olmakla birlikte, çevresel etmenler de bir o kadar etkilidir. Bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyen her etmen, alerjilerinde temelinde yer alır. Her türlü çevre kirliliği alerjilerin sebebidir. Alkol sigara kullanımı da önemli nedenler arasında yer alır. Diyetimizde gluten varlığı ise alerjilerin bir diğer sebebini teşkil etmektedir. Kullandığımız buğday genetiği değiştirilmiş buğday olduğu için yüksek oranda gluten içerir. Gluten son zamanlarda hemen her otoümmin hastalığın temelinde yer alıyor deniyor! Çok sık antibiyotik kullanılması antibiyotiklere karşı alerjileri başlatabilir ve sonrasında da besin alerjileri buna eklenebilir. Alerjiler birbiri ardına bir silsile olarak yaşanabilir! Barsaklardaki faydalı mikroorganizmaların antibiyotik kullanımı nedeniyle zarar görmesi bu durumun bir nedeni olabilir. Elbette sık enfeksiyon geçirmek nedeniyle bağışıklık sisteminin zayıflaması, şaşırması da bir başka nedeni oluşturabilir. Uzun süren üzüntü ve stres durumlarında da alerjiler ortaya çıkabiliyor.
Tedavide ise; hafif vakalarda antihistaminik ilaçlarla birlikte bol sıvı alımına dikkat etmek, dinlenmek gerekir. Daha ağır durumlarda antihistaminik ilaçlarla birlikte kortizon tipi ilaçlar kullanılır. Hastanelerin alerji bölümlerinde duyarsızlaştırma tedavileride yapılmaktadır. Kandaki histamin düzeyi normalin üstündeyse, histaminden kısıtlı diyet diyetisyen gözetiminde kullanılır. Stresten uzaklaşmak ise bilinen en önemli tedavi yardımcısıdır.
Sevgilerimle
Dyt. Güner Erbay.
YORUMLAR