Ekokırım (ecocide) :Eski Yunancada ‘ev, yakın çevre’ anlamına gelen; yıllar içinde habitat, doğal yaşam olarak anılan eko (oikos) ile Latince 'caedere' (öldürmek, katletmek) fiilinden gelen ‘cide’nin birleşmesinden oluşuyor.
Ekokırım, doğal çevrenin insan faaliyetleri ile bilinçli bir biçimde yok edilmesidir. Başka bir ifade ile; çevreye (dünyaya ve uzaya), insanın keyfi eylemleri ile geniş bir alanı kaplayacak şekilde, uzun vadeli ve ağır zararlar vermesidir. Eylemin sebep olduğu zararların insanlara ve diğer canlılara, doğaya, atmosfere ve hatta dış uzaya varan ağır ve olumsuz sonuçları vardır. Bu zararların çoğunda, geri döndürülemeyen veya makul süre içinde doğal iyileşme yoluyla giderilemeyen hasarlar oluştuğu bilinir. Örneğin geniş petrol sızıntıları, fabrika bacalarına gerekli filtreleme yapılmaması, maden çıkarırken ağır kimyasal kullanma, sıvı atık kanallarına arıtım başlığı kurulmaması, ormanlık bölgelerde çeşitli santraller kurulması, egzoz salınımı yüksek araçlar üretilmesi gibi faaliyetler ekokırıma neden olma ihtimali olan durumlardır.
Ekokırımın suç olarak kabul edilmesi için Hollanda, İskoçya, Meksika, İngiltere, İtalya gibi ülkelerde çeşitli adımlar atılmaktadır. Avrupa’ da Belçika devleti ilk olup, ekokırımın ulusal ve uluslararası düzeyde suç sayılması için çok önemli bir karar verilmiştir. Aslında ekokırım suçu, savaş suçları, saldırı suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarından sonra beşinci sırada yer alan uluslararası suç olarak kabul edilmiştir. Çevresel zararlara karşı söz konusu suçun cezalarının da ağır düzeyde olması , temiz ve sağlıklı bir dünya için zorunlu olan bu adımların atılması çok sevindiricidir.
Ülkemizde ise, ekokırım eyleminin suç olarak tanımlanması ve yasalaşması için 28 bin 820 ıslak imza ile TBMM dilekçe komisyonuna başvuru yapılmıştır. Bu başvuru hakkında ise ‘’ kanun teklif etmeye milletvekillerinin yetkili olması nedeniyle dilekçenin görüşülemeyeceği’’ şeklinde karar verilmiştir. Ekokırım yasası yurttaş insiyatifi tarafından da, dilekçede‘’ toplumsal yarar görülmemesi, yurttaşın yasama sürecine katılma talebinin geri çevrilmesi’’ gerekçeleri ve hukuka aykırı işlem iddiası ile Ankara İdare Mahkemesinde dava açılmış olup, dava devam etmektedir. Sonucunu hepimiz merakla beklemekteyiz.
Havaya, suya ve toprağımıza bir şekilde sahip çıkmak zorunlu görevlerimiz arasında değil midir?
Çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak ve sürdürülebilir bir gelecek için Türkiye’de de ekokırım suçunun behemahal kanunlaştırılması gerekmez mi?
Sağlıcakla kalın.
Kaynak; https://www.bugday.org/blog/ekokirim-uluslararasi-suc-olarak-tanindi/
YORUMLAR