İklim değişikliği nedeniyle bilim insanları tarafından hazırlanan iklim değişikliği raporlarında altıncı kitlesel yok oluşun artık başladığı belirtiliyor.
İklim değişikliğinin yerini iklim krizine çevirdiği de hepimizin malumu.
Son yıllarda yaşadığımız doğa olaylarının yüzde 95'nin insan kaynaklı olduğu konusunda da bilim insanları hemfikir.
Mesele , insanlığın kendi yarattığı sorunu çözmesi konusunda epey yavaş hareket ediyor oluşu.
Maalesef ki ülkemizde de evvel emir olarak konuya bakılmamakta, esasa etkili olmayan sembolik davranışlar ve sözler ile konu geçiştirilmektedir. Bir kısım genel ve yerel çalışmada yetersiz kalmaktadır.
Bir kaç gündür İzmir, İskendurun , Trabzon'da yaşanan deniz taşkını afetinin yaşanacağı önceden bilinemez miydi?
Elbette son 30-40 yıldır hazırlanan iklim değişikliği raporlarında , denize kıyısı olan ülkelerin tehdit ve tehlike altında olduğu açıklanmıştır. Bizim dışımızda bu konularda bilgi sahibi ve tehdit altında olan ülkelerden biride Hollanda'dır.
Hollanda, muhtemel afetler hakkında hazırlanan raporlara itibar etmiş, iklim değişikliği hususundaki bilimsel verileri ciddiye almış bir ülkedir.
Bu kapsamda özellikle ; Hollanda Rotterdam Limanı ve çevresinde ''Maeslantkering olarak bilinen devasa Maeslant fırtına dalgalanma bariyeri'' inşaa etmiştir. Bu fırtına dalgalanma bariyeri yaklaşık 20 metre yüksekliğinde, 210 metre uzunluğundadır ve çelik kapılardan yapılmıştır. Deniz seviyesinin belli bir ölçekte yükselmesi halinde otomatik olarak devreye giren bu kapılar büyük deniz taşkınlarının önüne geçmektedir.
Neticede bu bariyerler , Kuzey denizinden gelen suların taşkınını önlemekte başarılı sonuçlar elde etmektedir. Ve Hollanda bunu yaklaşık 25 yıl önce başarmış, 2008 yılından beri de bu bariyerleri kullanmaya başlamıştır. Söz konusu bariyerlerin kapanmak zorunda kaldığı süre boyunca ülkeye ebette bir maliyeti söz konusudur. Ancak deniz taşkınının yaratacağı tehdit, zarar ve etki karşısında bu maliyet bir hayli anlamsız kalmaktadır.
Sonuçta ;Hollanda , bilimi ve mühendisliği kullanarak ülkesini korumak için gerçekçi ve doğru adımlar atmıştır. Bunda başarılı da olmuştur.
Son yıllarda yaşadığımız ve bundan sonrada yaşanması kuvvetle muhtemel deniz taşmalarına yönelik Hollanda'dakine benzer veya özgün çözümler üretemez miyiz? Ben bu işi yapacak mühendislerimiz olduğunu biliyorum. Ancak mahalli idarelerin , bütçe ve projelendirme olarak merkezi hükümete bağlanması, ezcümle mevzuat nedeniyle bizde bu sorunun mahalli idareler nezdinde hızlı şekilde çözümü pek mümkün gözükmemektedir. Sorunun büyüklüğü, yapılacak işin maliyeti ve idaresine Milli Güvenlik Meselesi olarak bakarsak , kalıcı ve uzun vadeli tedbirler alınması ile yapıcı ve başarılı sonuçlar üretebileceğimize de inanıyorum.
Milli Güvenlik konusu olarak gördüğüm bu konuda üretilecek çözüme bağlı olarak, yükselen deniz suyunun değerlendirilmesi ve kullanımı, bundan yararlanmanın ne şekilde ve nasıl mümkün olacağı da mühendislerin üzerinde çalışması gereken ayrı bir konu olduğunu da vurgulamak isterim.
''Başkası başardıysa biz daha iyisini yapabiliriz.'' Sevgi ve Sağlıcakla kalın.
YORUMLAR